Sıkça Sorulan Sorular
Böylece zevce de bu beş yemin ile şehadet ederse, zina cezasını kendi üzerinden kaldırmış olur ve artık karı koca arasında ayrılık meydana gelir. Bizim için mutlaka hayırlı olduğuna inandığımız sabır, bütün peygamberlerin ortak sıfatıdır. Allah’ın dinini tebliğ ederken hepsi çeşitli sıkıntılara uğramış, kendilerine eziyet edilmiş, yurtlarından çıkarılmış. Hükümdarlar tarafından zindana atılmış ama onlar daima sabretmişlerdi. Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin sabrını dile getiren pek çok ayet-i kerime vardır. Rasulullah (asm)’ın hayatı ise baştan sona en güzel sabır örnekleri ile doludur. Bu sebeple her Müslümana düşen görev, kurtuluşun sabırda olduğunu düşünerek, Allahtan sabır dilemek ve sabırlı olmaktır. Gerçekten de çoğu zaman insan ancak hastalandığında sağlığın kıymetini anlar.
Çünkü cemaatın şaşırmasına sebebiyet verilebilir. Ancak secde ayeti okunan surenin sonuna raslamış olursa kerahet olmaz. O zaman namazın secdeleri ile tilavet secdesi eda edilmiş ve engel kalkmış olur. Bu durumda imama uygun düşen, bu namazın rükû ile tilavet secdesine niyet etmemektir. Ta ki, bu vecibe namazın secdeleri ile bütün cemaat tarafından da yerine getirilmiş olsun. Secde ayetini namaz içinde okuyan kimse, dilerse okuyacağı ayetlerin sayısına bakmaksızın hemen “Allahü Ekber” diye tilavet secdesine varır. Tilavet secdesi niyeti ile yalnız rükûa varması da yeterlidir. Ondan sonra tekrar ayağa kalkar ve birkaç ayet daha okur. Ondan sonra namazın rükû ve secdelerini yapar, namazına devam eder. Eğer bir sureyi bitirmiş ise, diğer bir sureden birkaç ayet okur; çünkü tilavet secdesinden kalkar kalkmaz böyle birkaç ayet okumadan namazın rükû ve secdesine gidilmesi mekruhtur.
Birini seven kimse sevdiğinin arzu ve isteklerini eksiksiz yerine getirir. Böyle olmazsa, sevgisi samimi ve inandırıcı olmaz. Allah’ı seven kimse, Allah’ın emir ve yasaklarına eksiksiz uyar. Peygamber, iyi Müslüman olmayı, din kardeşliğini ve dostluğu engelleyen davranışlardan, kötü hasletlerden bazısını bu hadislerinde açıklamıştır. Bundan önceki hadislerde de bunlardan bir kısmını görmüştük. Bir Müslümanın ihtiyacını gideren kimsenin ihtiyaçlarını da Allah’ın gidereceğinin va’d edilmesi, bu davranışın ne kadar faziletli bir iş olduğunu anlamamıza yeterli delil teşkil eder. Peygamber Efendimiz (sav), “Kul, kardeşinin yardımında bulunduğu sürece, Allah da kuluna yardım eder.” (Müslim, Zikr 37-38) buyururlar. Müslümanlar, niteliklerinden bahsettiğimiz yapıyı gerçekleştirmek için, gerekli olan her çareye baş vurmalı, yaşadıkları zamanın ve mekânın gerektirdiği teşkilâtları kurmalı, sağlam bir bina gibi olmalıdırlar.
- Her devirde bunun ifadesi ayrı ayrı olmuştur.
- Çünkü memur meşru olan bir iş yapmakta, yaptığı işten dolayı bir miktar hak elde etmektedir.
- Çünkü hadis-işeriflerde, Müslüman olmak için Amentü’deki altı esasa inanmak gerektiğibildirildi.
- “Vallahi dedi bu benim sualim, ne çabuk mübtela oldum.” Bunun üzerine ikisi bir Resulullah’a vardılar, haber verdiler.
Ancak bunun suistimal edilmesine göz yummamak gerekir. Aç canavara karşı tahabbüb yani sevgi göstermek, onun merhametini değil iştihasını açar. İnsanlığını kaybetmiş aç canavarlara karşı iyilik fayda vermiyorsa onların kötülüklerine karşı tedbir almak gerekir. Birinci görüşe göre burada kastedilen Allah’tır. Hadisin başında yer alan “Merhamet edenlere Rahman da merhamet eder” ifadesi bu manayı desteklemektedir. Ehl-i sünnet alimlerine göre, Allah mekân ve zamandan münezzehtir.
Tilavet secdesi yapmak için, okuyanın öne geçirilmesi, dinleyenlerinde onun arkasında saf tutmaları ve ondan önce secdeye varmayıp secdeden de kalkmamaları müstahabdır. Buna aykırı olarak bulundukları yerlerde secdeye varmaları ve secdeden daha önce kalkmaları da mekruh değildir. Çünkü bunların hepsi tek başına secde etmekle sorumludur. Tilavet secdesi hususunda gemi, bir oda gibidir. Yürümekte olan araba veya bir hayvan üzerinde bulunuluyorsa, meclis daima değişmiş sayılır\. Anında oyunun keyfini çıkar, çevrimiçi casinomuzda yerini al. PinUpbet güncel adres!5@PinUpbethttps://PinUpcasino-tr.com/;PinUpbet\. Bunun için araba veya hayvan üzerinde namaz halinde olmaksızın tekrarlanacak bir secde ayetinden dolayı tekrar sayısınca tilavet secdesi vacib olur. Öğretilen kuşlardan veya ses yansımasından veya sesleri ileten fonograf ve teyp gibi cihazlardan işitilen bir secde ayetinden dolayı tilavet secdesi vacib olmaz. Fakat sahih görülen diğer bir görüşe göre, kuşlardan işitilen secde ayetinden dolayı tilavet secdesi gerekir.
Bir başka görüş, had gerektiren suçlara benzeyen veya onların mukaddimesi durumunda olan bir suça kendi cinsine uygulanan had cezasından daha az bir ceza verileceği yolundadır. Buna göre meselâ yolculuktaki yükü arasında içki bulunduran kişiye içki içme haddinden, bir kimseye hakaret eden yahut dolaylı zina ithamında bulunan kişiye de kazf haddinden daha az bir ceza verilir. Kul hakkının galip geldiği hususlarda ceza verilebilmesi için hak sahibinin davacı olması gerekli görülür. Allah hakkının galip geldiği hususlarda ise şikâyete binaen yahut yönetici, muhtesip veya kadının bilgi edinmesiyle birlikte dava süreci başlatılır. Ta‘zîr suçlarının ispatı had ve kısas suçlarındaki kadar sıkı şartlara bağlanmamıştır. Ta‘zîr cezalarını devlet başkanı veya onun tayin ettiği kadı, muhtesip gibi görevliler uygular. Cezanın infazında bir yandan önleyicilik ve ıslah edicilik amacına uygunluk, diğer yandan kastı aşan bir zarar vermeme ve kul hakkı çiğnememe hususlarına riayet edilir. Cezanın maksadını aşması ve suçluya gereğinden fazla zarar vermesi halinde tazmin gerekip gerekmeyeceği tartışılmıştır. İnfazın usulüne uygun yapılmasına rağmen suçlunun hastalanması, sakatlanması veya ölümü durumunda Şâfiîler’e ve Mâlikîler’deki bir görüşe göre tazminat ödenmesi gerekirken diğer fakihlere göre gerekmez. Mecelle’de bu durum, “Cevâz-ı şer‘î damâna münâfî olur” kaidesiyle (md. 91) ifade edilmiştir.
O hâlde, nesl-i cedidi dinin elmas zinciriyle bağlamak, edep ve hayâ ile teçhiz etmek lazımdır ki, istikbalimizi sağlam temeller üzerine bina edelim. Öyle ise, en büyük himmet ve gayret, insanın ıslahına, terbiyesine, ahlâk ve faziletinin tekmiline sarf edilmelidir. Bozulan bütün içtimai çarkların yenilenmesi ve hayat bulması için tedavi, kalp ve dimağdan başlatılmalıdır. Bu ifadelerden çıkarılacak önemli bir husus, gerçek dinî ibadetlerini yerine getirebilecek yaşa gelene kadar çocuğu yaptığı işlerden zevk alır halde tutmaktır. Maneviyat konusunda çocuk için başka her yerden daha çok, evde yaşadıkları önemlidir.
Hayalden geçen kötü şeylerden dolayı günah işlemiş olmayız. Bir kimsenin karşı cinsi sadece hayal etmesi zina işlemek gibi değildir. Ancak, bu düşüncler hem hayal nimetini yanlış yerde kullanmamıza hem de başka yanlışlara düşmemize neden olabilir, düşüncesiyle dikkatli olmak gerektiğini düşünüyoruz. Aile, dinin üzerinde önemli durduğu kurumların başında gelir. Aile kurumu ne kadar güçlü olursa, toplum da o oranda sağlam olacaktır. Bu sebepledir ki, yalnızca siyasi otorite olarak devletler değil, dinler de aileye büyük önem vermişler ve onu koruyucu şemsiyelerinin altına almışlardır. Bundan dolayı boşanma, dinlerde hoş karşılanmamıştır. İslâm dini, boşanmamayı yasaklamamış, onu mutlak gerektiren şartlarda bir izin olarak değerlendirmiş, fakat bunun Allah katında makbul bir eylem olmadığının üzerinde önemle durmuştur.